yakalandığını şimdi de onunla yaşadığını
belirtiyor.
4 yaşında ailesiyle birlikte Almanya'ya
göçen Hasip Girgin, bugün dünyanın tanıdığı otomobil tasarımcılarından
biri. Girgin işçi bir ailenin çocuğu olarak onların 'fedakarlığı' ve
'desteği' üzerine başarıya ulaştığını göz ardı etmeden, 'cesur olup,
çalışmaktan' bahsediyor. Başarısını ailesine ve bir de otomobile olan
aşkına bağlıyor. Çocukluğunda tutulduğu 'otomobil hastalığı' onu Mazda
3'ün tasarımcısı olarak vitrine çıkardı. Hasip Girgin, sadece bir
tasarımcı olarak kalmayıp mezun olduğu üniversitede ders vermeye devam
eden bir doçent aynı zamanda. Frankfurt'taki Mazda Tasarım Ofisi'nde
geliştirdiği çizimlerle başarılı olunca birçok ülkeden rakibini geride
bırakarak Japonya'ya giden Girgin, burada 6 ay içinde Mazda 3
modelinin iki farklı tipini ortaya çıkardı. Otomobil dünyasında
Murat Günak'tan
sonra Türkiye'nin adını duyuran ikinci bir isim olan Girgin, 1971
yılından itibaren Almanya'da yaşamasına rağmen halen düzgün ve akıcı
Türkçe konuşabiliyor.
Tasarım hayatınız ne zaman başladı?
Benim açımdan çocukluğumda başladı, çocukluğumda bir otomobil
hastasıydım, bu gittikçe fazlalaştı. 1994'te Pforzheim
Üniversitesi'nde otomobil dizaynı bölümünü bitirdim. Buraya 800 kişi
başvurmuş, meğer 6 kişi alınacakmış! Mezun oldum Ford'a gittim.
1995'te Mazda'ya geçtim. 5.5 yıldır aynı okulda doçentim. Haftada bir
ders veriyorum.
Tasarımlarınızı nasıl düşlüyorsunuz?
İnsanlar otomobili nasıl görüyor?
İnsanların gelecekte neler giyeceğine nerelere gideceğine bakmanız
lazım. Sosyal değişiklikleri anlamanız gerekir. İnsanlar her sabah
arabasına bindiğinde okşayıp sevebileceği bir şey olmalı çizdiğiniz
şey. Moda dünyasına dizayn üretimlere bakıyorum geleceği biraz daha
tahmin etmeye çalışıyorum. Sanatı ve müzik trendlerini takip ediyorum.
İnsan için sevdiği otomobil bir oyuncak gibi yani bir oyuncak gibi
seviyor insan otomobilini.
Türklüğünüz tasarımınıza nasıl
yansıyor?
Biz Avrupa'yı yaşayan ama aynı zamanda Doğu kültürünü de yaşayan bir
milletiz. Bunun etkisi kendini gösteriyor, tabii...
Milletinizden dolayı zorluk yaşadınız
mı?
Hayır. Çünkü bu dünya tasarım dünyası uluslararası bir dünya. Bizim
Frankfurt'taki 10 kişilik stüdyoda 8 farklı ülkeden insan var. Ama ben
anneme ve babama çok şey borçluyum, bana evde Türk kültürü ve Türkçe
öğretildiği için.
Otomobil tasarımı nereye doğru
gidiyor?
Bütün markalar karakterini bulmak istiyor aslında. Ve tasarımda buna
yönelme var. Arabalar birbirine benzemeyecek. Bu genel bir trend.
Ekolojiye daha fazla değer verilecek. Otomobiller daha hafif hale
gelecek.
Tasarım satışları tek başına
arttırabilir mi?
Ben Almanya'dan bilgi vereyim. Tüm otomobil firmaları durgunluk
yaşıyor; satışlar düştü. Ama Mazda bir değil iki kat önde gidiyor
şimdi. Kalite bakımından iyi bir firmaya dizayn üstünlüğü eklendi.
Dizaynın satışa çok büyük katkısı var. Fonksiyon olarak birçok
otomobil birbirine çok yakın farklılığı tasarım ortaya koyuyor,
etkileyici olan o.
Gelecekte ne yapmak istersiniz?
Mesleğinizde nereye ulaşmak istiyorsunuz?
Çok küçük bir otomobil ama içinde limuzin konforu verecek, D sınıf
otomobiller gibi güvenli olacak, işte coupeler gibi şık olacak, spor
otomobiller gibi performanslı olacak ve iki ya da dört kişilik kadar
küçük olacak. İdealimdeki çizmek istediğim araç böyle bir şey.
Türkiye'de otomobil-insan ilişkisi
nasıl? Ülkelerin karakteristik farklılığı var mı?
Türkiye'de otomobil kullananlar gerçekten otomobillerini seviyorlar.
Bu Türkler de böyle. Almanlar arabalarını çok severler ama
göstermezler. Fransa'da ise daha çok buradan şuraya gitmek için var; o
yüzden her yanı çarpık.
İş hayatınızda ve özel hayatınızda
hangi otomobilleri kullanıyorsunuz? Neden?
Şirket otomobilim önümüzdeki haftadan itibaren Mazda 3 olacak. Kendi
otomobilim ise patlıcan moru Mazda MX-5. Hafta sonları bunu kullanmayı
çok seviyorum. Bir de klasik olarak Porsche Carrera'm var. 1988 model.
Klasik arabalardaki performans, mekanik ruhu içinden gelen motor sesi,
beni etkiliyor.
Yolda nasıl bir sürücüsünüz?
Saat saat değişiyor. Geceleri daha başka oluyor! Kalabalıkta hızlı
kullanmayı tehlikeli buluyorum. Bir yaz günü virajlı yollarda Miata
ile 80-120 km hızla yol almayı çok seviyorum.
|