|
deki otomobil tasarımının geleceğini
konuştuk.
Ülkemizde özellikle gençler arasında
büyük ilgi görmesine rağmen tasarım açısından fazla bir yol alındığını
söylemek zor. Ayrıca ülkemizde otomotiv sektöründe tasarım alanında
uzmanlaşmış isimler bulmak da son derece güç. Alanının en yetkin
isimlerinden olan Prof. Önder Küçükerman, Türkiye'de otomobil tasarımı
konusunda yol alınması için uzun yıllardır çalışmalarını sürdürüyor.
Halen Mimar Sinan Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Endüstri Ürünleri
Tasarımı Bölüm Başkanı olan Küçükerman ile Türkiye'de otomobil
tasarımının geleceğini, yeni trendleri, tasarım ile üretimin
arasındaki ilişkiyi konuştuk.
Ülkemizde tüketiciler otomobillere
nasıl bir anlam yüklüyor? Otomobilin geleceği nereye doğru gidiyor?
Türk halkı bundan 20-25 yıl önce ilk kez sıfır km bir otomobil alma
fırsatını yakaladı. Genellikle daha önce hep kullanılmış otomobiller
almak zorunda kalıyorlardı. 1970 yılı bu nedenle çok önemli.
Otomobilleri alanlar kendi çocukları gibi büyüttüler. Ailelerin ulaşım
alışkanlıkları değişti, profesyoneller iş yapabildiler. Sonuçta
Tofaş'ın Kuş Serisi'yle başlayan otomobil ailesinin bir ucu aile
otomobili, bir ucu ticari kullanıma uygun Kartal olarak genişledi.
Otomobil firmaları aslında şartlara göre ürün çıkartırlar. 1980'lerde
dünyanın her yanında üretilen otomobillerin ülkemize ithal edilmesiyle
insanımız bir kez daha otomobile baktı. Fiyat açısından rekabet
edebilen çok sayıda model tüketicinin ilgisini çekmeye başladı.
1990'larda otomobillerdeki rekabet global hale geldi. |
Prof. Önder
Küçükerman kimdir?
1939 yılında doğan Prof. Önder Küçükerman,
1965 yılında İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi'nde asistan
olarak çalışmaya başladı. 1971'de akademiye bağlı olarak Uygulamalı
Endüstri Sanatları Yüksek Okulu'nda ülkemizin ilk Tasarım Bölümü'nü
kurdu. 1971 yılından beri Endüstri Ürünleri Tasarım Bölümü
Başkanlığı'nı kesintisiz olarak sürdüren Küçükerman'ın, Tofaş araç
konseptleri, Chrysler ticari araç tasarımları, Naturland konsept
otobüs tasarımı, Tuzla konsept askeri araç tasarımı, başta olmak üzere
çok sayıda tasarım çalışması bulunuyor. |
|
Bugünkü durumu şöyle görüyorum. Tek bir
merkezde tasarlanıp üretilen bir araç, farklı bölgelerdeki ihtiyaçları
veya talepleri karşılamakta zorlanıyor. O nedenle Fiat'ın kullandığı
bir kavram, interteknoloji kavramı ortaya çıktı. Dolayısıyla
kişiselleşebilen otomobillere doğru gidiyoruz. Dolayısıyla otomobil
daha önceki yıllardaki gibi taşıt aracı değil, yaşamın her alanına
girmeye başlayan değişik bir dört tekerlekli araca dönüştü. Bazısı
ofis, bazısı iş ortağı bazıları da bir eğlence, hız veya hobi aracı
olarak görüyor. Bu nedenle otomobilin geleceği sonsuz ihtiyaçlara göre
şekil alabilecek bir şekilde ilerliyor.
Artık otomobiller teknik olarak
birbirine çok yakın. Geriye bir tek tasarım kalıyor. Tasarımın yani
otomobilin nasıl göründüğünün sizce satın almada etkisi ne kadar?
Bir tasarımcı olarak soruyu şöyle yanıtlamak isterim. Aynı sınıftaki
otomobiller genel olarak aynı ağırlıktadır, aynı miktarda sac ve
plastikten üretilirler. Ayrıca teknik olarak birbirlerine çok
benzerler. Ancak aralarındaki fiyat farklılıkları çok büyüktür. Burada
ürün ve insan arasındaki ilişkilere bakmak gerekiyor. İnsanlar bir
ürünü niye seçerler? Öncelikle fiyatı uygun olsun, beklentileri
karşılasın. Ama bunun dışında genel bir kural vardır. Bu kuralı çok
ciddiyetle kabul ederim. Bir tüketici herhangi bir ürünü gördüğünde
ilk 4-5 sn'de bir karar verir. Ve bu son derece önemli bir karardır.
Bu kadar kısa bir süre içinde otomobile sadece birkaç kez ve çapraz
olarak bakma fırsatını yakalar. İşte o 4-5 sn'de tasarımcıların
otomobilin kimliği ile ilgili bütün bilgileri vermeleri gerekir.
Tüketicinin TV seyrederken önünden bir anda geçen otomobille ilgili
yapılmış olan her şeyi anlaması gerekir. Bu 4-5 sn içinde otomobil
hakkında bir fikir sahibi olamıyorsanız şansınızı büyük ölçüde
kaybedersiniz.
Tasarım konusunda
Murat Günak
iyi isimlerden biri. Adı duyulan ve başarılı bulunan tasarımcılar
genellikle başka markalara transfer ediliyor. Ardından eski
markalarında yaptıkları tasarım çalışmalarını yeni firmalarında da
kullanmaya başlıyorlar. Sadece bir tasarımcı, bir markanın geleceğini
bu kadar etkileyebilir mi?
Otomobilde şunu söyleyebilirim. Bu sektörde hiç kimse otomobili tek
başına yapamaz. Bu kesin bir gerçektir. Dolayısıyla bazı otomobil
firmaları bazı isimleri öne çıkartmak zorundalar. Bu ekrandaki savaşın
bir parçasıdır. O otomobili tasarlayanlar son derece geniş bir takım
içerisinde oynamak zorunda, akla hayale gelmeyecek problemleri aşmak
zorunda olan kadrolardır. Bu nedenle bir otomobili tek kişiye
tasarlatmak mümkün değildir. Ben bir kişi için o söylenenlerin en az
yarısının bir tanıtım veya bir pazarlama çalışması olduğunu
düşünüyorum. Uzun yıllardan beri bunu yapan dev stüdyolar var, onlar
hariç. Ancak bir otomobilin durup dururken tek kişi tarafından
tasarlanıp ortaya çıkması çok zor. Sadece genel hatları
oluşturulabilir, bu da tasarım anlamına gelmez.
Üretim bantlarına taşınacak bir
otomobilin tasarım aşamaları nasıl gerçekleşiyor? Bu iş gerçekten
kağıtlara, şablonlara çizilerek yapılabilecek bir işlem mi?
Gerçek bir otomobil tasarımı çok zahmetli ve baştan aşağı risk taşıyan
bir uygulamadır. Ortalama 4-5 yıl gündemde kalacak bir ürünü, güncel
moda çizgilerine dayanarak tasarlarsanız başarısız olabilir veya çok
kısa bir sürede eskitebilirsiniz. Bu nedenle kalem, kağıt ve birkaç
çalışmayla otomobili tasarlayamazsınız. Bu olsa olsa bir eskiz veya
konsept olur. Üretime girecek bir model yaratmak için tasarımcının
daha önce en az birkaç otomobil tasarlaması gerekir. Güvenlik var,
mühendislik var... Hepsi dikkate alınmalı. Otomobil tasarımı tamamen
fonksiyondan ve içten hareket eden, insanı koruyan ve bunu uygun
şekilde yürütebilen bir mantık sırasına göre işlemelidir. Dıştan
resimler çizip, sonra otomobilin içini doldurmak olmayacak bir
olaydır.
Büyük usta tasarımcılar da birçok otomobili kağıt üzerinde
tasarlamışlardır. Ancak bu tecrübeli bir orkestra şefinin çubuğu eline
almasıdır. Çubuğu her eline alan orkestrayı yönetemez.
Üniversitenin endüstri tasarım
bölümlerine başvuranlar nasıl bir beklentiyle geliyorlar?
Bizim bölüme herkes iyi otomobil çizerek giriyor. Biz de onlara, o
dedikleri gibi kağıt üstünde çizilerek bir otomobilin
yaratılamayacağını, bir otomobilin öncelikle konsept halindeyken
yollara çıkması için gereken zamanın 5-6 yıl olduğunu, çok büyük
bütçelere ihtiyaç duyulduğunu ve bugüne kadar hiçbir kuruluşun "gel
senin çizimin üzerinden bir otomobil yapalım" demediğini anlatıyoruz.
Bu yüzden otomobil tasarlayan bir takımın uygun bir parçası olmaları
gerektiğini öneriyoruz. Sonra bir kısmı çalışmalarımıza katılıyor ve
işin zorluğunu görüp vazgeçiyor.
Gelecekte Türkler tarafından
tasarlanıp üretilen modeller görecek miyiz?
Şu anda üretim yapan fabrikalar içerisinde tasarımcı kadrosu çok
arttı. En azından büyük fabrikalarda bizim öğrencilerimizin yönetici
pozisyonunda çalıştığını biliyoruz. 10-15 yıl önce böyle bir şey
yoktu. Bunun iki temel sebebi var. Yerli üretimde birçok sorunu
yerinde çözmek gerekiyor. Bunu kamyon ve otobüs üreticileri daha fazla
yapıyor. Ama otomobil sektörü bunu çok fazla başaramıyor. Ancak hızla
gelişiyor. Şu anda bizim yaptığımız gibi koltuk ve benzeri parçaların
tasarımları daha yoğun yapılıyor.
Ancak tasarımların üretime geçtikçe daha da ilerleyeceğini ve 10 yıl
içinde otomobile doğru gideceğine inanıyorum. Örneğin Kartal sadece
Türkiye'de tasarlanmış bir araçtır. Albea, Doblo, Renault Clio
Symbol'de de Türk tasarımcılarının imzası vardır. |